Burundaki estetik problemin içeriğine, burnun doku özelliklerine, hastanın ameliyattan beklentilerine ve ameliyat sırasında aynı ameliyatta müdahale edilmesi planlanan sinüzit, intranazal eğrilikler veya intranazal et büyümeleri gibi rahatsızlıkların olup olmamasına göre farklı cerrahi teknikler tercih edilmektedir. Cerrahi prosedür burun estetiği ameliyatı veya rinoplasti olarak adlandırılır.
Estetik burun ameliyatları özel durumlar dışında genel anestezi altında yapılır ve ameliyat süresi müdahalenin kapsamına ve kullanılacak tekniğe göre değişir. Daha önce burun ameliyatı olmuş hastalarda ve ameliyat sırasında sinüslere müdahale edilmesi gereken veya kıkırdak parçalarının kulaktan veya kaburgalardan alınması gereken durumlarda ameliyat süresi daha uzun olabilir.
Burun estetiği olarak bilinen rinoplasti iki şekilde yapılır: açık rinoplasti ve kapalı rinoplasti. Burun deliklerinin alt kısmında küçük bir kesi yapılarak açık rinoplasti ameliyatı yapılır ve burun yapısını her bölgeden milimetre cinsinden görmek mümkündür. Kapalı rinoplasti ameliyatları açık rinoplasti ameliyatlarından daha avantajlıdır. Çünkü açık rinoplasti kapalı rinoplastiden daha uzun sürer. Burun estetiği ameliyatlarından sonra hastada şiddetli ağrı görülmez ve ameliyat sonrası buruna herhangi bir travma gelmemesi istenir. Kapalı rinoplasti ameliyatı burun içinden kesi yapılarak yapılır ve işlem kısa sürede tamamlanır. Bu yöntemle hastanın iyileşme süresi kısalır. Genel olarak burun estetiği ameliyatlarından sonra hastanın iyileşme süresi yani iyileşme süresi 6 ay ile bir yıl arasında değişmektedir. Rinoplasti operasyonlarında iyileşme süreçleri her hastada aynı olmamakla birlikte, ince tenli kişilerde iyileşme daha hızlıdır. Hastanın iyileşme sürecinde ödem, şişlik, uyuşma ve hassasiyetler giderilir.
Ağrı ve şişlik ameliyattan birkaç hafta sonra ortaya çıkabilir. Morarma görülebilir. Yara izleri zamanla kaybolur, ancak tamamen kaybolmayabilir. İyileşirken, meme implantlarına ekstra destek sağlamak ve konumlarını korumak için bir sıkıştırma bandajı veya spor sutyeni giymek gerekir. Cerrahınız gerekli sütyen tipini önerecektir. Ağrı kontrolü, doktorunuz tarafından reçete edilen ağrı kesiciler ile kolayca kontrol edilebilir. Rutin hayatınıza geri dönme konusunda cerrahınızın talimatlarına dikkatle uymalısınız. Vücudunuzun aktif çalışmasını gerektiren fiziksel olarak zorlu bir işiniz yoksa, birkaç hafta içinde işe dönebilirsiniz. En az iki hafta boyunca, kalp atış hızınızı veya kan basıncınızı yükselten yorucu aktivitelerden kaçınmalısınız. İyileştikçe, göğüslerinizin fiziksel temas veya sarsıntı hareketlerine karşı hassas olacağını unutmayın. Cerrahınız emilemeyen dikişler (dikişler) kullandıysa veya drenaj tüplerini göğüslerinizin yakınına yerleştirdiyse, bunları çıkarmak için bir takip randevusuna ihtiyacınız olacaktır. Göğsünüzde sıcaklık, kızarıklık veya ateş fark ederseniz, cerrahi bir enfeksiyonunuz olabilir. Böyle bir durumda, mümkün olan en kısa sürede cerrahınıza başvurmalısınız. Aynı şekilde, nefes darlığı veya göğüs ağrısı durumlarında, gecikmeden bir cerraha danışılmalıdır.
Meme küçültme ameliyatı veya başka bir deyişle küçültme mamoplastisi, estetik kaygıların yanı sıra tıbbi nedenlerle de yapılabilir. Ameliyat genellikle sarkma, güzel görünmeme, simetrik olmama, göğüslerin çok büyük olmasından dolayı kıyafet bulamama gibi nedenlerle yapılır. Öte yandan, göğüslerin büyüklüğü ve ağırlığından kaynaklanan omuz, boyun ve sırt ağrısı gibi tıbbi nedenlerden dolayı veya kamburlaşmayı önlemek için yapılabilir. Memelerin büyüklüğüne bağlı olarak meme altında pişik, mantar, enfeksiyon veya yara oluşumunun önlenmesi ve sütyen askılarının neden olduğu bası yaralarının giderilmesi tıbbi nedenlerle yapılan meme küçültme ameliyatının nedenleri arasındadır. Büyük göğüslü insanlar da günlük fiziksel aktiviteler sırasında zorluklarla karşılaşırlar. Genetik faktörlere ek olarak, bir kişinin yaşam tarzı da göğüslerin zamanla büyümesine veya şeklini kaybetmesine neden olabilir. Aşırı kilolu olma, hamilelik, emzirme, hormonal düzensizlik, bazı bozukluklar ve yaş gibi faktörler de memelerin büyümesine veya şeklini kaybetmesine neden olabilir. Bu yönüyle hem estetik kaygıları hem de tıbbi sorunları ortadan kaldırmak için meme küçültme ameliyatı yapılmaktadır. Meme küçültme ameliyatının amacı, mümkün olan en az yara izi ile hastanın istediği boyutlarda, eşit büyüklükte, simetrik ve estetik bir görünüm elde etmektir.
Hemen hemen tüm ameliyatlarda olduğu gibi meme küçültme ameliyatından sonra da ciltte izler kalabilir. Ameliyat sırasında kullanılan tekniğe göre skarın şekli ve boyutu değişir. Lolipop ameliyat tipinde cerrahi yara izi daha azdır. Bunun nedeni, insizyon miktarının küçük olması ve insizyonun meme başı çevresinde olmasıdır. Başka bir deyişle, bu bölgedeki renk farkı nedeniyle cilt ile meme başı arasındaki yara izi neredeyse ayırt edilemez. Ters T tipi cerrahide cerrahi skar daha büyüktür. Meme ucundan aşağıya doğru insizyon, zamanla cilt rengi kazanarak daha az belirgin hale gelir. Memenin katlanma noktasındaki yatay çizgi, karşı taraftan bakılmadıkça görülemez. Ameliyatın izi, memenin ne kadar sarkmış olduğuna veya ne kadar küçültülmek istendiğine bağlı olarak da farklılık gösterir.
Derideki ve memedeki yağ dokusunun alınmasıyla gerçekleştirilen meme küçültme ameliyatı, vücut gelişimi tamamlanmış 20 yaş ve üzeri kişilere uygulanan bir ameliyat türüdür. Hormonal düzenlemenin yanı sıra fiziksel gelişimin tamamlanmasını gerektiren meme küçültme ameliyatı, bu yaşın altındaki kişilere ancak tıbbi gereklilik olması durumunda uygulanabilir. Meme küçültme ameliyatı genel anestezi altında yapılır. Ameliyat, memenin büyüklüğüne bağlı olarak, lolipop insizyonu ve ters T insizyonu yöntemleri kullanılarak 2.5 ila 4 saat içinde tamamlanır. Yöntemin belirlenmesinde meme büyüklüğü, meme ucunun meme kıvrımına göre konumu, meme dokusu, cilt yapısı, meme başı ile omuz ve kalça arasındaki mesafe gibi parametreler göz önünde bulundurulur. Lolipop kesi yönteminde meme başı çevresi dairesel olarak kesilir ve daha sonra meme dokusu ve fazla deri dokusu çıkarılır. Kişinin fiziksel görünümü göz önünde bulundurularak yapılan işlemde meme başı gerekirse yukarı doğru hareket ettirilebilir. Süt kanallarına zarar vermemeye özen gösterilerek cilt kapatılır ve daha sonra iyileşmeyi hızlandırmak ve memede biriken kanı dışarı atmak için bölgeye bir drenaj yerleştirilir ve operasyon tamamlanır.
Meme küçültme ameliyatından en az 3, en uygun 7 gün sonra evde dinlenmeniz önerilir. Doktor tarafından reçete edilen antibiyotik ve ağrı kesicilerin ameliyattan sonra belirtilen doz ve zamanda kullanılması son derece önemlidir. Göğüslere baskı yapmayan ve sallanmalarını engellemeyen spor sütyenlerinin kullanılması da ağrı miktarının azaltılmasında ve göğüslerin şekillenmesinde büyük önem taşımaktadır. Doktor ameliyattan sonraki pansuman günlerini belirler. Bu tarihlerde pansuman, olası enfeksiyon riskini azaltırken iyileşmeyi hızlandırır. Yaklaşık 4 hafta boyunca ağır yükler taşınmamalı, itme ve çekme hareketlerinden kaçınılmalıdır. Hafif egzersiz hareketleri ancak ilk aydan sonra yapılabilir. Kol ve göğüs kaslarını zorlayan ağırlık kaldırma ve hareketlerden de kaçınılmalıdır. Meme küçültme ameliyatından sonra meme dokusu ödemli ve şişmiş görünür. Bu şişmiş görünüm yaklaşık 3 ila 4 hafta içinde azalır ve göğüslerin gerçek görünümüne kavuşması yaklaşık 1 yıl alır. Doku ve yara izlerinin hızlı iyileşmesi için sigara ve alkol tüketimi en az bir ay süreyle durdurulmalıdır. Sigara ve alkol tüketimi hücre yenilenmesini etkilediğinden cerrahi skarın görünürlüğünü de olumsuz etkiler.
Meme dikleştirme işlemi gerçekleştirildikten sonra meme üzerinde operasyondan dolayı izler kalabilir. Bu izleri kabullene bilen ve sarkıklık derecesi ileri düzeyde olup rahatsızlığından dolayı mutlaka ameliyat olması gereken kişiler için meme dikleştirme operasyonu yapılır.
Aynı zamanda küçük yaştaki kişiler için meme dikleştirme işlemi acil olmadığı durumlarda doğumdan sonra gerçekleştirilir. Yine kesin bir kural olarak 18 yaş üstü için bu işlemler gerçekleştirilir. Hastanın psikolojik durumunun değerlendirilmesi ve olumlu sonuçlar alınması durumunda meme dikleştirme işlemi yapılabilir.
Hastanın özellikle doğumdan sonra memesinin sarkması durumunda doktor süt bezlerine dikkat ederek bir meme dikleştirme işlemi gerçekleştirir. Bu sayede hasta diğer doğumlarında bebeğini rahatlıklar emzirebilir.
Göz kapağı estetiği çoğunlukla 35 yaş üstü bireylerde yapılmaktadır. Bununla birlikte, göz kapaklarındaki yaşlanma belirtileri genellikle bu yaştan sonra ortaya çıkmaya başladığından, tıbbi ihtiyacı olan herkesin her yaşta yaptırması mümkündür. Cerrahi, göz kapaklarının devam eden yaşlanmasını durduramaz, ancak 7-8 yıl sürer. Ameliyattan sonra kişinin yorgun yüz ifadesi yerini canlı ve dingin bir görünüme bırakır.
Ameliyat sırasında kanama eğiliminin artması riski nedeniyle aspirin ve antibiyotik gibi ilaçlar işlemden en az 15 gün önce kesilmelidir. Yara iyileşmesini geciktirdikleri için sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımı da 2-3 hafta önce durdurulmalıdır. Bitkisel takviyeler beklenmedik etkilere neden olabileceğinden bu dönemde alınmamalıdır.
Liposuction, diyet ve egzersizle yok edilemeyen fazla yağları gideren estetik bir tekniktir. Bu genellikle formu düzeltmek için kalça, karın, uyluk, meme, kol, yüz ve boyun-gıdık alanında uygulanan bir cerrahı tarafından yapılır. Liposuction, yüz germe ve göğüs germe gibi diğer estetik ameliyatlar ile beraber de yapılabilir.
Liposuction, zayıflamak amacıyla yapılan bir estetik ameliyat değildir. Selülit tedavisi de değildir. İnvazif bir cerrahi tekniktir. Bu nedenle, genel sağlık durumunuzun iyi olması gerekir. % 30 un altında vücut kitle indeksine sahip olmanız önerilir; bu, ideal kilonuza yakın olduğunuz anlamına gelir. Sert ve esnek bir cilde sahip olmak önemlidir. Sigara içmemelisiniz. Dolaşım sistemi ile ilgili bir sağlık probleminiz veya kalp hastalığınız, diyabetiniz veya zayıf bir bağışıklık sisteminiz varsa, operasyon öncesi doktora tüm bu bilgileri vermeniz gerekir. Ayrıca cerrahınıza alerji hikâyenizden ve ilaçlarınızdan bahsetmelisiniz. Ameliyattan 2 hafta önce, kan inceltici ilaçlar ve bazı ağrı kesiciler gibi ilaçları almamanız önerilir.
Yağ ve yağ hücreleri liposuction sırasında kalıcı olarak uzaklaştırılır. Ancak, kilo almaya devam ederseniz alınan bölge dışında vücudunuzun farklı yerlerinde bulunan yağ hücreleri ile kilo alabilirsiniz. Yani başka bölgelerinizde yağlanma olacaktır. Ameliyattan sonra kazandığınız yeni vücut şeklini korumak için, şeker-tatlı ve hamur işinden uzak; protein, meyve ve sebze, tahıl ve daha az yağ içeren bir diyet ile yaşamınızı şekillendirmeniz önerilir. Ayrıca egzersizlerin düzenli olarak yapılması gerekir.
Tedavi sürecinde bunları yapabilirsiniz:
Bişektomi yanak bölgesindeki bukkal yağ dokusunun alınmasıyla elmacık kemiklerinin daha belirgin, yüz hatlarının daha keskin olması için uygulanan estetik cerrahi işlemlerden biridir. Bişektomi yöntemi, U şeklindeki yüz çizgilerini V şeklinde yapmayı amaçlamaktadır. Yanakların dış kısmında ameliyat izi bulunmayan Bişektomi, aşırı kilo alımı olmadığı sürece kalıcı bir ameliyattır
Bişektomi operasyonu 25 yaş üstü ve yüz hatları belirlenmiş her bireye uygulanabilir. Bununla birlikte, bu işlem aşırı kilolu veya obez olanlar ve sigara içenler için önerilmez. Dolgun yanakları olanlar tarafından tercih edilen bişektomi, daha sonraki yıllarda olumsuz sonuçlardan kaçınmak için ince yanakları olan kişiler için önerilmez. Ameliyat öncesinde kişinin varsa kronik hastalıkları değerlendirilir ve bişektomi ameliyatının kişiye uygun olup olmadığına karar verilir.
Alt ve üst çene bölgesindeki yumuşak doku ve Kemik dokularındaki bozuklukların onarımı ile ilgili cerrahi işlemlere çene cerrahisi denir. Bu cerrahi işlemlerden alt çene ve üst çene dişlerinin doğal örtüşmesini sağlama amacı ile yapılan cerrahi prosedürlere de özel olarak ortognatik cerrahi denir. Ortognatik cerrahi ile üst çene ve alt çenede ihtiyaca göre ilerletme ve geriye alma yapılarak doğal çene ilişkisi sağlanırken hem fonksiyon hem de estetik olarak düzeltme gerçekleştirilmiş olur.
Çene cerrahisine alt çene ve üst çene Dişlerimizin uyumlu olarak kapanmadığı durumlarda, üst çenenin veya alt çenenin diğer ki neye göre ileride veya geride olması durumlarında, istirahat halinde aşırı diş görünümü veya gülümseme sırasında aşırı diş eti gördüm yani ‘gummy smile’ deformitesi varlığında, çene orta hattında sağa veya sola sapma olduğu durumlarda ihtiyaç duyarız.
Normal şartlarda üst çene dişleri alt çene dişlerini çok az örtecek şekilde doğal bir ısırma ilişkisine sahip olmalıdır. Eğer bu Doğal ilişki yoksa bunu sağlamak için ortodontik tedavi veya çene cerrahisine ihtiyaç duyulur. Belli bir yere kadar ortodontik tedavi ile iki çene dişleri arasındaki ilişki düzeltilebilir. Ancak kemik dokular açısından iki çene uyumsuzluğu ciddi ise çene cerrahisi/ortognatik cerrahi ile düzeltme yapılır.
Çene cerrahisi adayları eğer alt üst çene uyumsuzluğu var ise ortodonti ile birlikte takip edilir. Ameliyata kabul edilen hastanın öncelikle ortodontist tarafından seviyeleme ve dekompansasyon tedavileri tel ya da invizalign/şeffaf plak ile yapılır. Sonrasında özel bir yazılım ile üç boyutlu kemik ve yumuşak doku modelinde cerrahi simülasyonu yapılarak planlama tamamlanır. Sonra ihtiyaca ve plana göre tek ya da çift çene ameliyatı yapılır. Planlamada doğal çene ilişkisi yanında estetik yüz, profil ve gülümseme, hava yolunun iyileştirilmesi de göz önünde bulundurulur. Ammeliyatta plana göre alt çene ve üst çenede ileri geri hareketler ve genelde saat yönünün tersine rotasyon gibi hareketler yapılır. Ameliyat sonrası tek çene ortognatik cerrahileri bir gün sonra çift çene ortognatik cerrahileri için 3-4 gün sonra hasta taburcu edilir. İhtiyaca göre ameliyat sonrası elastik kullanılabilir.
Eğer dişlerin ilişkisinde bir sorun yok ise sadece çene ucu düzeltmesi planlanıyor ise ortodontik tedaviye ihtiyaç olmaz. Hasta aynı gün ya da ameliyattan bir gün sonra taburcu edilir. Çene ucu estetiğinde hastanın kendinden alınan kemik dokusu veya silikon implant ihtiyaca göre kullanılabilir. Eğer aşırı belirgin çene ucu var ise törpüleme ya da kemik kesisi ile çene ucu küçültülebilir.
Ameliyat sonrası iki gün berrak gıda, sonrasında aşamalı olarak çorba ve yumuşak gıda şeklinde diyet takip edilir. Ortognatik cerrahi durumunda 6 hafta sonra çiğnemeye müsaade edilir. Çene ucu estetiği olgularında ise 7-10 gün gibi normal diyete ve çiğnemeye izin verilir.
Çift çene ameliyatı alt çene ile üst çene diş ve kemiklerinin birbiri ile uyumsuzluğunun cerrahi prosedür ile düzeltilmesi işlemidir. Ortognatik cerrahi şeklinde de adlandırılır. Ağız içinden girilerek kemik kesileri yapılır. Her iki çene ihtiyaç olan yönde yatay ve dikey hareketler yaptırılarak ideal ısırma (oklüzyon) sağlanan yeni pozisyonda çeneler sabitlenir. Bu ameliyat ile hem ısırma fonksiyonu, diş sağlığı ve tempormandibular eklem (çene eklemi) sağlığı kazanılır hem de profil ve cepheden ideal estetik görünüm ve gülüş sağlanır. Deformite tek çenenin hareketi ile sağlanabiliyor ise tek çene ameliyatı ile sorun çözülür ancak bu çözüm daha nadir olarak mümkün olur.
Çift çene ameliyatı sonrasında yüzde ve ağızda şişlik oluştuğu için 2-3 gün hastanede kalınır. Ağızdan yeterli sıvı alınabildiğinde hasta evine gönderilir. Yüzdeki şişliklerin çoğu ilk 7-14 günde hızlı bir şekilde gerilerken kalan ödem ilk aylarda yavaş bir şekilde geriler.
Çift çene ameliyatı sırasında ekartasyona bağlı oluşan gerginlikten dolayı nöropraksi dediğimiz geçici uyuşukluk oluşur. Hem ameliyat sırasında cerrahi işlem bölgelerine yaptığımız lokal anestezikler (doku uyuşturucu) hem de bu nöropraksi dediğimiz gerginliğe bağlı geçici uyuşukluk nedeniyle hastalar hiç ağrı hissetmezler. Ameliyat sırasında hareketsiz yatmaya bağlı hafif sırt ağrısı gibi şikayetler ameliyattan sonra kısa bir sürede geçer.
Çift çene ameliyatı sonrasında diyet çok önemlidir. Hasta hem yeterli kalori ve proteinlerini almak zorundadır hem de çiğneme kaslarını çalıştırmamalıdır. Genellikle ilk 48-72 saatte rejim bir diyet dediğimiz sadece bırak gıdalarla hastaları besleriz. Bundan sonraki 1-2 hafta boyunca berrak olma ya sıvı gıdalar beslenme yaparız. Ardından kalan süre boyunca ameliyat sonrası altıncı haftaya kadar çiğneme yapmadan yutulabilecek her şeyi hastanın yemesine izin veririz. Altıncı haftadan sonra hastalara aşamalı olarak normal diyete geçiş izni veririz. Diyetle ilgili genel kural bu şekilde olsa da hastanın özel durumuna bağlı olarak bu tarihlerde gerekli değişiklikler yapılabilir.
Çift çene ameliyatı, dişler arasında doğal ısırmanın (sınıf 1 oklüzyon) olmadığı durumlarda, eğer dişler arasındaki ilişki ortodontik tedavi ile düzeltilemiyorsa yapılır. Çift çene ameliyatı öncesinde mutlaka hastanın bir ortodontist tarafından değerlendirilmesi gereklidir. Eğer sadece tel tedavisi veya şeffaf plak tedavisi gibi yöntemlerle ortodontik olarak tedavi mümkün değil ve kemik dokuda hareket ihtiyacı var ise hasta çift çene ameliyatı için yönlendirir. Dişlerdeki çapraşıklık durumuna göre altı ay veya bir yıl gibi bir ortodontik tedavi süresi sonrasında hasta cerrahi için hazır hale gelir. Eğer deformite ağırsa bu süre daha da uzayabilir. Cerrahi öncesinde hastaya bir yazılım vasıtasıyla üç boyutlu cerrahi simülasyon yapılarak ortodontist ve cerrah arasında yapılan bir toplantıyla ameliyat sırasında yapılacak işlemler belirlenir. Bu planlamayla ameliyatta kullanılacak olan rehber plaklar da hazırlanır. Genellikle önce ortodontik tedavi, planlama, sonra cerrahi ardından ortodontik pekiştirme işlemleri şeklinde bir sıra takip edilir. Ancak nadir durumlarda önce cerrahi sonra ortodontik seviyeleme tedavisi yapılabilir.
Çift çene ameliyatı hem ısırmayı hem çiğnemeyi hem DE çene eklemi sağlığını iyileştirdiği için fonksiyonel bir işlem olarak sayılabilir. Ancak aynı zamanda hastanın yüz estetiğini de iyileştirdiği için hem fonksiyonel hem de estetik bir işlemdir diyebiliriz. Çiğnemeye etki etmeden sadece çene ucunun ileriye veya geri alınması şeklinde yapılan ameliyatlar ise sadece estetik sonucu olan işlemler olduğundan genellikle çene estetiği şeklinde adlandırılır.